Masumdu düşlerim Bir çocuk gibi…
Masumdu düşlerim
Bir çocuk gibi…
Oyuncağına kavuşmuşcasına neşe dolu kıpır kıpırdı yüreğim
Gözlerim,,,
Gözlerim dünyaya kapatmıştı göz kapaklarını
Duymuyordu kulaklarım hiçbir sesi
Kör ve sağırdım dış dünyaya karşı
Aklımı meşgul eden sendin
Kalbimi titreten sözlerin ve bakışların bir başkaydı
Fikrimde düşler dünyası inşaa ettiğim sanatsal eserdi bedenin
Zihrimde sayıkladığım ismini artık her nefeste söyler olmuştum
Bir düş olarak başladı sana olan tutkularım
Sonra büyülenmiş bir aşık olarak sürükledim kendimi sana
Sen kaçtın ben kovaladım seni
Ben kaçtım sen kovaladın beni
Masalsı bir hikayeyi konuk ettik zamanla gönlümüze
Keşfedilmemiş dünya keşfine yol almaya başlamıştık farkında bile olmadan
Sonrası ne olacak diye düşünmeden çıktığımız yolun sonu belliyken,
Göremeyecek kadar budalaymışım
Az zaman uz zaman derken
Kavuşmak ta varmış
Arzuladığımı yaşamak da….
Yaşadıkça yanmakta…
Geriye dönmek için kaçırdığım tren yoluna koyulmuştu bir kere
Yetişmek mümkün değildi.
Razı olmakmıydı kadere terk ettiklerim
Kurmuş olduğum hayallerin yerine….
Berdoş bir kocanın ellerine antrenman olmaktan yılmış bedenim
Ayyaş bir adamın ağız konuları siniyordu güzel kokular yerine sineme
Yavaş yavaş bedenimi terk ediyordu hücrelerim
Çürümeye başlayan tenimle getirmişim dünya ya iki yavrumu
Biri kızım
Biri oğlum
Sanki sarmıştım yaralarımı
Bir bir silip atmaya çalışırken seni kalbimden
Komşularımın, koş kız
Şu sarhoş keşini al götür buradan dediklerinde
Vicdan yapar
Taşırdım seni yatağına kadar
Sanki tüm günahlar benimdi
Her gün farklı bir telaş
Farklı bir acı saplanırdı sevgi dolu yüreğime
Bir yandan sefil büyüyen evlatlarımın feryadı
Bir yandan sorumsuz kocanın iniltileri
Bir yandan da içimde isyan eden kadının sesi
Kurmuş olduğum hayallerime fısıldayan rüzgarın esintisi
Alıp götürdü benden her şeyi.
Son bulmalıydı bu ızdırap, Son.
Öfkelenmeden,
Sessizce
Kendime kızarak gidiyorum deli gönlüm
İki yavrumu da alarak
Her şeyi unutarak
Hoşçakal gönlümün fedaisi…
TURAN KAHRAMAN